Kırkkızlar Efsanesi Nedir
Kırkkızlar Efsanesi Nedir? Cennet ülkemizin her toprağı buram buram tarih kokmasını yanı sıra bir bir köşesinde yaşanmış, efsaneleşerek hafızalarda kazınmış gerçek hayat hikayeleri vardır. Birçoğunu sır perdesi bulunmamış olsa da dilden dile dolaşarak o şehrin sembolü halinde gelmiştir. Tıpkı, Aksaray’daki Kırkkızlar efsanesi gibi…. Aksaray’ın en çok dillendirilen efsanelerin birisi olan Kırkkızlar tepesi Aksaray’ın doğusunda yer alır. Kılıç Arslan köşkü ve türbesi de bulunan bu tepe hakkında birden fazla hikayeler mevcuttur. Hangisinin gerçek olduğunu sadece dönemde yaşayanlar bilir. Yaptığımızı araştırmalar sonucunda bu efsanevi tepe hakkında ulaşabildiğimizi en eski kaynak ise 1950’de Aksaray’ı ziyarete gelen Evliya Çelebi’ye ait olan Seyahatname adındaki eseridir. Kırkkızlar tepesi bu eserde Dersitâyiş-i mesîregâh-ı İreme-zât: Evvelâ mesîregâh-ı Hıdırlık, mesîregâh-ı Kırkkızlar farklı söylenişler ile bahsediliyor. Asırlar öncesinde Kırkkızlar efsanesi olarak adlandırılması gibi bir kayıtta ulaşmakta elbette bizler için oluyor. Ama neden bu isimle anıldığı konusunda net bir bilgiye ulaşıldığı da söylenemez.
Kırkkızlar Efsanesi ve Kırkkızlar Türbesi
Pek çok yerli ve yabancı turistin ilk uğrak noktalarından birisi olan Kırkkızlar tepesi ve efsanesi tarihten bu yana en çok konuşulan hikayeler arasında ye alıyor. 1160 metre yüksekliğine sahip olan Kırkkızlar tepesinin hemen zirvesinde tarihi duvar kalıntıları yer alıyor. Birçok araştırmacının yaptığı araştırmalara göre bu duvar kalıntıları için kılıç Arslan’ın yazlık köşkü veya kasrı olduğunu ifade ederken, araştırmacıların bir kısmı ise bu duvar kalıntılarını zaviye olduğunu heterdosk dervişlerinin burada yaşadığını söylüyorlar. Ama genel olarak Kılıç Arslan köşkü olduğu söylenceleri daha çoktur
Kırkkızlar Efsanesi İcin Söylenen Hikayeler
Şöyle belirtelim ki, ülkemizin pek çok kesiminde Kırkkızlar hikayesi ağızdan ağıza dolaşıp durur. Anadolu’dan tutunda Kafkaslar’a, Kafkaslar’dan Türkmenistan’a ve daha birçok ülkeye dolaşıp duran hikâyenin birçoğu gerek dışıdır. Kırkız adı da çokluğu ifade eder. Kırkkızlar hikayesi Aksaray dışında; Ordu, Tokat, İznik ve Niksar gibi farklı kesimlerinde Kırkkızlar hikayelerin anatılagelmiştir. Bu hikayeleri her birini olayları farklı gelişse de hikâyenin tek ortak özelliği ise kırk tane genç kızın düşmanın eline geçip, esir düşmemek ve iffetlerini korumak için Yüce Allah’tan taş olmayı dilemeleri oluyor. Genelde Şiirlerde kitaplarda rastladığınız Kırkkızlar efsanesi, Aksaray’da daha farklı anlatılmaktadır. En yayın anlatılan hikâye ise şudur;
Zamanında şimdiki Kırkkızlar tepesinin olduğu yerde kırk tane kız piknik yapıyormuş. Bu kızlardan birisi su aramaya gider. Fakat bir daha geri dönmez. Onu aramaya giden başka bir kız da bir daha geri dönmez. Bundan sonra diğer kızlarda arkadaşlarını aramaya başlarla. Tepenin altında bir oyuk vardır. Bu oyuktan her bir kız farklı bir göze dağılır ve bir daha hiçbiri geri gelmez. Kırk tane kızın geri dönmemesi ve bulunamaması üzerine bu tepeye Kırkgöz ya da Kırkkız tepesi adı verilmiştir. Bu efsane o günden sonra dilden dile dolaşır ve Aksaray’ın en önemli sembolü haline gelir. Tepe kırk kızı yuttuğu için kırkkızlar tepesi adını almıştır.
ilginizi çekebilir; Kara dedeler Olayı Gerçek Mi?