Türk Toplumunda Kadının Yeri ve Önemi
Türk Toplumunda Kadının Yeri ve Önemi nedir? Kadın ve şiddet…. Ne acıdır ki kadın ve şiddet kelimesini aynı cümle içerisinde kullanmamız. Kadın; dişi cinsinde olan yetişkin bir insan demek değildir sadece. Kadın demek; anne demek, eş demek, hayat demektir. Gelecek demektir kadın. Coğrafi konumlarına ve farklı inanışlarına göre kadının değeri değişiklik göstermiştir. Geçmişten günümüze kadının toplumda ki yerine ve değerine bakalım.
ESKİ TÜRK TOPLUMUNDA KADININ YERİ
Orta Asya Türk Devletleri’n de (Hunlar,Göktürkler, Uygurlar, İskitler ) kadınlar önemli hak ve yetkilere sahipti. Kadınlar savaşçı, asker konumunda, kılınç kuşanır, ok kullanırdı. Hatun ve Hakan birlikte savaşırdı. Eski Türk toplumunda kadının hakları olduğu kadar; aynı zaman da kadın söz sahibiydi. Yabancı devlet elçileri, Hakan’ın kabulüne çıkacağı zaman, Hatun da Hakan’ın sol tarafında yer alırdı. Bazı kavimlerde kadınlar, erkekleri savaşmakla meşgulken; davalara bakma ve kanunlara karşı gelenleri cezalandırma yetkisine sahipti. Türkler de aile çok önemli bir yer kaplardı. Evlenmek için büyüklerin izni alınır, evlenilecek kızın babasına yetiştirme hakkı olarak ”Başlık”, annesine süt hakkı olarak ”Sütlük” verilirdi.
Evlenilecek kıza ise günümüz de dinî nikah kıyılırken ödenecek olan mehir yani ” Kalıng” verilirdi. Evliliklerde tek eşliliğe de önem verilir, sağlam temeller üzerine kurulurdu.
Türk toplumunda kadının değeri bu denli önemli bir yer edinirken; farklı toplumlar için bu söylenemezdi. Çin toplumun da doğan kız çocuklarına ad verilmez, sınıflandırılmaz, Arap toplumun da doğan kız çocukları diri diri gömülürdü. Kadının bir yeri ve önemi olduğu Arap toplumun da ancak İslâm dini sayesinde kabul görmüştür. Ancak İslâm dini sonrası Arap ve İran kültürünün etkisi altına girilmiş, kadının önemi yitirilmiştir. Artık kız çocukları değersiz sayılmış, çok eşlilik ve harem ortaya çıkmıştır.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE KADIN
Tanzimattan sonra kadının konunu yeniden değişiklik göstermeye başlamıştır ve tanzimatla birlikte 1858 yılında ilk ve orta derecede ki okullara kız çocuklarının gitmesine izin verilmiştir. II.Meşrutiyet’le beraber ilk kız lisesi açılmış, böylece kız çocukları da eğitim-öğretim de yerini almıştır. Atatürk, Türk kadının konumunu çağdaşlığa taşımış, 1930 yılında ”Belediyeler Kanunu” ile kadına seçimlere girme hakkı tanınmıştır.5 Aralık 1934 tarihinde ”Kadınlara seçme ve seçilme hakkı” verilmiş olup, bazı Avrupa ülkelerinde kadınlar bu haklardan mahrum bırakılmıştı. Bu bilgiler ışığında gelin Cumhuriyet kadınlarını tanıyalım.
İLK KADIN ROMANCIMIZ KİMDİR?
FATMA ALİYE (1862-1936)
Edebi hayatına 1889 yılında Georges Ohnet’in Volonte isimli romanını Meram adıyla çevirmesi ile başlamıştır.Bu başarısından sonra ünlü yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yer bulmuş ve yazar Fatma Aliye’yi manevi kızı olarak kabul etmiştir. 1891 yılında Ahmed Mithat Efendi ile ”Hayal ve Hakikat” adlı romanı yazmıştır.1982 yılında ise kendi adıyla ”Muhadarat” adlı ilk romanı yayımlanmıştır. Tanzimattan, II.Meşrutiyet’e dek felsefe, roman, islam,tarih ve kadın hakları hakkında bir çok esere imza atmıştır.
LİSANS DERECESİ ALAN İLK MÜSLÜMAN KADIN KİMDİR?
HALİDE EDİP ADIVAR(1884-1964)
II.Meşrutiyet’in ilanından sonra yazarlığa başlamış, yirmi bir roman, dört hikaye kitabı, iiki tiyatro eseriyle Türk edebiyatının en çok eser veren yazarlarından biridir. En bilinen eseri ”Sinekli Bakkal”dır. Eserlerinde kadının eğitimi ve toplumda ki konumunu ele almıştır. Lisede öğrenim görürken; lisans derecesi alan ilk müslüman kadındır.
İLK KADIN TIP DOKTORU KİMDİR?
SAFİYE ALİ(1894-1952)
Türkiye Cumhuriyet’inin ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadın olmuştur. Anne ve çocuk sağlığı üzerine bir çok çalışması mevcuttur. Meslekî çalışmalarının yanı sıra Türk kadınının seçilme hakkı adına mücadele vermiştir.
İLK KADIN MİLLETVEKİLİ KİMDİR?
BENAL NEVZAT İSTAR ARIMAN(1903-1990)
1935 yılında seçilme hakkını kullanan ilk kadın milletvekilidir.1921 yılında Paris Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’n den mezun olmuş, dönünce Hilâl-i Ahmer ve Himaye-i Etfal gibi yerlerde sosyal faaliyetlerde bulunmuştur.
İLK KADIN PİLOTUMUZ KİMDİR?
SABİHA GÖKÇEN(1913-2001)
Türk Hava Kuvvetleri’nin ve dünyanın ilk kadın pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevî evladından birisi olmuştur. Otuz iki farklı askerî operasyona katılmıştır. Pilotun ismi İstanbul’un ikinci havalimanı olan Sabiha Gökçen Havalimanı’na verilmiştir.
GÜNÜMÜZDE KADIN OLMAK
Günümüzde kadının yerini, sadece adı almıştır. Maruz kaldığı psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddetin yanı sıra; töre gibi etkenlerle uğradığı şiddet daha da yaygınlaşmıştır. Son yıllarda kadına yönelik şiddetin sonucunda kadın ölümleri artış göstermektedir. Türkiye bu artışı göz önünde bulundurarak; çeşitli sivil toplum kuruluşlarını ve kadın sığınma evlerini çoğaltmak durumunda kalmıştır. 2019 yılında 430 kadın gördüğü şiddet nedeniyle hayatını kaybederken, 2020 yılında Türkiye genelinde bu sayı 527 kadının ölümüyle sonuçlanmıştır. 2021 yılına baktığımız da ise ilk beş ay içerisinde bu rakamın 95 e ulaştığını görmekteyiz.
Kadınların, eğitim durumuna bakılmaksızın eski eşi ya da birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalması ne denli geriye gittiğimizin göstergesidir. Polise ve mahkemelere başvuran, tedbir kararı aldıran kadınların da hayatlarını kaybettiklerini bilmekteyiz. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kadına yönelik şiddetin sebeplerini araştırılması adına komisyon kurmuştur.