Türkiye’de Mülteci Sorunları

Türkiye'de Mülteci Sorunları

Türkiye’de Mülteci Sorunları

Türkiye’de ve Dünya’da Mülteci Sorunları nelerdir? Sevgili okuyucularımız savaşların artması ile ülke olarak çok fazla sıkıntılarla karşı karşıyayız. Ekonomik sorunlar, ithalat ihracat sorunları ve en önemlisi mülteci sorunları gibi. Sizlerle bugün ise karşılaşmış olduğum bu mülteci sorunlarının birazına değinmek istiyorum.

Mülteci sorununu kendi yaşım gereği en çok Suriye’de çıkan savaştan sonra çıktığını gördüm. En büyük sorun ise dil problemlerinden biriydi. Dünya’da savaşlar düşünüldüğü zaman gerçekten çok kötü ve çok zor bir durum. Savaştan kaçan insanları anlamak zor ama yardım etmekten gerçekten daha kolay. Ve ülkece biz bunu ülkemize gelmiş ve sığınmış olan herkese yaptık. Ama bununla birlikte çok fazla problemin de beraberinde geldiğini görmekteyiz.

Ülkemize gelmiş olan mülteciler ile en büyük problemlerimizden bir dil problemi olduğunu söyleyebilirim. Elbette gelmiş olan mültecilerin hiçbirinden Türkçe bilmelerini istemiyorum. Ama gelen bütün mültecilerin Türkçe öğrenmek istemediklerini çok açık ve net bir şekilde ise gözlemleyebiliyorum. Öyle ki Suriyeliler geldiğinde ve gelmeye devam etmekte iken hiçbirinin Türkçe öğrenmek gibi bir amacı hiç olmadı. Hatta birçok esnaf onların dilini öğrenip o şekilde iletişime geçmeye çalışıyorlardı.

Türkiye’de Mülteci Sorunları ve Çözümü

Sevgili okuyucularımız biz çok fazla hümanist bir milletiz bu yüzden de bazı tehlikeleri fark etmek biz milletçe çok zor olabiliyor. Benim ülkeme gelmiş olan bir mülteci belli bir zaman geçtikten sonra hala benim ülkemde benim vatanımda barınacaksa benim dili öğrenmek zorundadır. En basit örneği sizler için şu şekilde vermek istiyorum. Birçoğumuzun Almanya’da gurbet ellere çalışmaya giden eşi dostu var.

Bu giden insanlar gittikleri ülkede kendi dillerini ısrarla yaşatabilmişler ve konuşabilmişler mi? Bunu biraz daha açarsak gitmiş oldukları ülkelerde bizim dilimizi esnaflar sırf çalışmak için gelen Türkler anlasın diye vitrinlere Türkçe kelimeler yazıp asmışlar mı? Veya esnaf Türkçe anlaşmaya girişmiş mi?

Hatta gözlemlemiş olduğum acı bir gerçeği sizlere şu şekilde aktarayım birçoğu çalışmak için gitmiş oldukları ülkenin yaşantısını dilini o kadar benimsemişler ki şimdi o kişilerin birçoğunun çocukları Türkçe’yi çok zor konuşuyor ve gelenek, görenek ve adetlerimizi bilmiyorlar bile. Buraya gelen Suriyeli, Afganlı, İranlı şimdi Ukraynalı hepsinin Türkçe öğrenmek ve konuşmak gibi bir derdi yok.

Rusya Ukrayna savaşının etkileri

Özellikle son zamanlarda Rusya Ukrayna savaşının etkilerinden dolayı Antalya ilimize çok fazla Ukraynalı gelmiş ve buralardan evler tutmuşlardır. Ve bu yüzden Antalya’da yaşayan halkın belirtmiş olduklarına göre ev fiyatlarının ve ev kiralarının bu savaştan sonra da daha fazla artmış olduğudur. Antalya’da yaşayan biri olarak gözlemlemiş olduğum bazı acı gerçekleri naklen paylaşmak istedim. Antalya benim için resmen işgal altındadır. Gelen turistler gelip tatilini yapıp gidiyordu. Özellikle Rusların ve Ukraynalıların Antalya’nın denizinin sıcak deniz olmasından dolayı en çok tercih ettikleri yerdi. Dünyada Mülteci Sorunları Şimdi ise burada oran daha çok artmış ve hepsi kalıcı bir şekilde buralarda yaşıyorlar yolda her yürüdüğümde yanımda geçen Türk değil ya Rus ya da Ukraynalı savaştan dolayı Ukraynalı çok fazla. Öyle ki görmüş olduğum reklam pankartlarında hep Kiril alfabesi ile yazılmış reklamlar ile dolmuş durumda. Gitmiş olduğum Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi kantincisi bana Rusça teşekkür ediyor.

Türkiye’de Mülteci Sorunları nasıl çözülür

Kendi dilimizi bir de böyle hor görüp kompleks haline getirip yabancı dillerdeki kelimeleri kullanma huyu var. Kendi dilinin ne denli köklü ve eski bir geçmişe dayandığını bilse bu şekilde yine yapan olur mu acaba? Tabi bu şekilde yapmayan her vatandaşımızı tenzih ederim. Kendi vatanımda sanki yabancı benim. Geçen haberlerde görmüş olduğum diğer bir hususa da değinmek istiyorum. İki yaşlı ve hasta teyzeler taksi çağırıyor ama hiçbir taksi onları almak istemiyor. Bunun nedenini ise yabancı turistleri almak için yaptıklarını söyleyen bir haber gördüm. Şayet bu durum böyle ise gerçekten içler acısı.

Kendi memleketimin insanı bana, bizlere bu ülkenin vatandaşına bu şekilde davranırsa gelen ister Suriyeli olsun ister Ukraynalı hiç fark etmez. Onların gözünde de değersiz oluruz ve kendilerinde her hakkı da görebilirler.

Sevgili okuyucularımız savaş gerçekten kötü ama bence ülkemize yaşamak için bu şekilde sığınıp gelip daha sonra ise benim dilimi öğrenmemekte ısrarcı olması inan ki daha kötü. Biz onların ülkesinde değiliz onlar bizim ülkemizde ve bizim inisiyatifimizde istesek almayabilirdik. Bu yüzden bu ülkenin sınırlarında yaşayan herkes Türkçe bilmek ve konuşmak zorundadır. Çünkü en büyük işgal dilde başlar ve bir ülkeyi değiştirmek isterseniz önce dilden başlarsınız. Dünyada Mülteci Sorunları Zamanında Rusya’nın Asya’daki Türk devletlerini işgal edip değiştirmeye dilden başlamış oldukları gibi…

Türkiye’de Göç ve Mülteci Sorunları

Sevgili okuyucularımız sizler bu şekilde mi düşünüyorsunuz? Bilemem ama bir Türk genci ve Türk Dili ve Edebiyatı mezunu öğrencisi olarak bu mültecilerin dil problemi benim için çok önemli. Gerçekten büyük bir problemdir. Burası Türkiye Cumhuriyeti ise buranın dili, kuralları, yasası bellidir. Bu sınırlar içerisinde yaşayan her mülteci geldikten sonra resmi dilimiz Türkçeyi öğrenmek zorundadır. Hiçbir vatandaşımız reklam panolarına Kiril alfabesi ile reklam asmamalı ya da vitrinlere Arap alfabesi ile bir şeyler yazıp asmamalıdır. Ayrıca bunu yapan ve yapmış olan vatandaşlarımı da kınıyorum. Sizler sırf daha fazla satış yapacaksınız ve daha çok para kazanacaksınız diye bu insanlara Türkçe öğretmeye teşvik etmiyorsunuz? Ayrıca daha çok onlara hizmet edip ekmeklerine yağ bal sürüyorsunuz.

Bu ülkenin sınırlarında yaşam sürmek isteyenlere kapımız açık ama hepsi en azından bizim dilimizi bilmek ve öğrenmek zorundadır. Nasıl ki bugün Almanya’ya çalışmak ve yaşamak için gitmek istediğinizde sizden dil öğrenmenizi isteyip mülakata tabi tutuyorlarsa. Kendi vatanımda ben gariplik ve yabancılık çekmemeliyim. Burası benim topraklarım benim ülkem ve kendi topraklarımda kendi ülkemde kendi dilimi doyasıya herkesin ağzından duymak isterim…

Sümeyye Nur Gündüz

Yazı dolaşımı

Mobil sürümden çık