Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı 17-02-2021
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı, saat 16.05’te Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde başladı. Toplantının ana gündem maddelerinin korona virüs tedbirleri, kafe ve restoranların durumu, sokağa çıkma kısıtlamaları, yeni Anayasa ve Gara Operasyonu’nun olması bekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı, saat 16.05’te başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabine toplantısına başkanlık etti. Toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı 16:05 Başladı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 7. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Konuşmasında, salgın nedeniyle yapılan kısıtlamaların esnaf, işveren ve çalışanlar üzerinde oluşturduğu yükün en aza indirebilmesi için pek çok destek paketi açıkladıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bugün de yine aynı şekilde Kabine toplantımızda yapacağımız çalışmalarla aldığımız kararları, ‘Millete Sesleniş’te açıklayacağız.
Her kesime yönelik hayata geçirdiğimiz özel programlarla ekonomimizi ayakta tuttuk. Avrupa’daki toplam kapasiteye yaklaşan yoğun bakım yatak sayımızla 1 milyon 100 bini aşan sağlık ordumuzla süreci alnımızın akıyla yönettik. Yine bu dönemde toplamda 16 bin yataklı 16 hastaneyi ve 11 ek hizmet binasına açarak sağlık altyapımızı tahkim ettik. Milletimizi ‘sahra hastanesi’ diye yutturulmaya çalışılan, Bay Kemal’in var ya Adana’da sahra hastanesi. Ya bunlar akşam yalan, sabah yalan, hayatları bu. Derme çatma barakalara mahkum etmedik vatandaşımızı.
Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrasında kameraların karşısında önemli açıklamalarda bulunuyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
“Aziz milletim, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Kabine toplantımızda güvenlikten sağlığa tüm meseleleri enine boyuna değerlendirdik. Geçtiğimiz günlerde Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesine yapılan harekatla ilgili ayrıntılar üzerinde durduk.
Bu harekatta şehit düşen askerlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden,bu uğurda pek çok kayıplar veren, acılar çeken bir ülkedir. Bu süreçte her yolu deneyerek terör bataklığını kurutmaya çalıştık.
1990’lı yılların kaotik ortamında terör örgütü kamu görevlilerimize, sivil vatandaşlarımıza karşı acımasız saldırılar gerçekleştirmiştir. Bebeklerden çocuklara, kadınlardan yaşlılara kadar herkes hedef alınmıştır. Milletimiz birlik ve beraberliğine sahip çıkarak, devletimiz de mücadele vererek gözünü kin bürüyen örgütün hedefe ulaşmasını engellemiştir.
Türkiye üzerinde hesabı olan çevreler 2013 yılından itibaren pek çok araçla PKK’yı yeniden harekete geçirdiler. Hiçbir insanımızın kanı dökülmesin, yüreği yanmasın, analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın diye her türlü gayreti samimiyetle gösterdik. Özellikle 2015 Temmuz ayından itibaren yoğunlaşan saldırılar çeşitli ilçelerimizin çukurlarla kuşatılmasına kadar vardı. Sur, İdil, Cizre, Nusaybin, Derik, Dargeçit’te yaşanan hadiseler güvenlik kuvvetlerimizin mücadelesiyle bastırılmıştır.
Saldırıların ardından gelen 15 Temmuz darbe girişimi, terör olaylarıyla ülkemizde oluşturulan iklimin asıl amacını ortaya sermiştir. Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışanlarına karşı milletimiz istiklal ve istikbaline sahip çıkarak tarihi bir ders vermiştir.
Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalıştırılan terör koridorunu kırmak için de çok sayıda harekat gerçekleştirdik. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı sayesinde sınırlarımızın güneyini güvenli hale getirdik. Temmuz 2015 yılından bugüne kadar ülkemizin verdiği şehit sayısı 401’i asker 443 jandarma olmak üzere toplam 1259’dur.
Terör örgütlerinin saldırılarında 770 vatandaşımız hayatını kaybederken 5 binin üzerinde vatandaşımız yaralanmıştır. Yurt içinde 6000 yurt dışında 6900 olmak üzere toplamda 12 bin 900 olmak üzere imha edilmiştir. Terör örgütünün yıllarca uğraşarak kurduğu kadronun önemli bir bölümü 5 yıllık süreçte büyük ölçüde bertaraf edilmiştir.
Milletimizin her bir ferdinin ülkesinin istiklali, istikbali söz konusu olduğunda karşısındaki ister terörist, ister darbeci olsun gözünü kırpmadan şehadete yürüyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Her bir şehidimizin, gazimizin, her bir teröristin nihayetinde bir can olduğunu asla unutmuyoruz. Biz ne batılılar gibi insanı metalaştıran ne PKK ve DEAŞ benzeri örgütler gibi körü körüne ölümü yücelten ne de FETÖ’cüler gibi iradesini tek kişiye teslim eden bir anlayışa sahip değiliz.”
Büyüklerimiz bize hep önce insan demeyi hayata insan merkezli bakmayı öğütlemiştir. Ezanımız, bayrağımız, vatanımız başta olmak üzere kutsallarımız söz konusu olunca gözümüz dünyayı görmez. Biz inancımız ve değerlerimiz yolunda mücadele ederken şehitlik ve gazilikle müşerref olmayı en üstün vasıf olarak kabul etmişizdir.
Bizim elimizde tek bir masumun kanı yoktur. Olmamıştır, olmayacaktır. Bizim geçmişimizde tek bir coğrafyanın, toplumun sömürülmesinin ayıbı yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Sırtımızda kendi çıkarı için dünyanın kalanını ateşe atma kamburu yoktur, olmamıştır, olmayacaktır.
Türkiye’yi kimi vakit tarihiyle kimi vakit halen yürüttüğü harekatları ve izlediği politikayı yargılamaya kalkanların hiçbirisinin geçmişi böylesine temiz değildir. Sırça köşklerinizin en küçük bir krizde, en küçük bir sarsıntıda, rüzgarda nasıl temellerinden sarsıldığını görüyoruz. Eminim sizler de farkındasınız. Biz ise binlerce yıllık köklü geçmişimizde nice fırtınalar atlattık, Allah’ın izniyle nicelerini sapasağlam atlatırız.”
Biz hiçbir zaman zalim olmadık, zalimin yanında yer almadık, zalime teslim olmadık. Mağdura kucak açtık, mazluma el uzattık. Hukukunu koruyanın safını tercih ettik. Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da bunu yaptık. Somali’de, Filistin’de, Irak’ta, Bosna’da, Kıbrıs’ta bunu yaptık. Müdahil olduğumuz her yerde aynı onurlu tavrı gösterdik. Bunun için bir bedel ödememiz gerekiyorsa da ödedik.
Yeri geldi sokaklarımız karıştırılarak bu bedeli ödedik, yeri geldi siyasi kaos denemesiyle ödedik. Yeri geldi terör örgütleri içeriden ve dışarıdan üzerimize salınarak ödedik, yeri geldi darbe girişimiyle, yeri geldi ekonomik tuzaklarla, yeri geldi uluslararası alanda haksız, hukuksuz baskılarla ödedik. Hiçbir zaman eğilmedik, diz çökmedik, boyun eğmedik.
Bugün Türkiye geleceğine her zamandan fazla umutlarla bakmaktadır. Bölgesel ve küresel liderlik hedefine doğru, bizzat sahada adım adım yürümektedir. Yönetimler ne derse desin dünyadaki tüm mazlum, mağdurların gönlünde taht kurmuştur bugün Türkiye. 2023 hedeflerine ulaştığımızda tüm bu hususlarda ülkemizi çok daha ilerilere taşımış olacağız.
Terörle mücadele meselesi her türlü siyasi çekişmenin üstünde tutulması gereken milli bir konudur. Böyle bir kritik konuda her siyasi partinin sorumluluk duygusuyla hareket etmesini beklemek en tabii hakkımızdır. Amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde terör örgütünü kınamayan hiç kimse kendini bu ülkenin partisi, siyasetçisi olarak takdim edemez.
PKK ile arasına mesafe koyamadığı için nezdimizde hiçbir zaman gerçek siyasi bir kurum haline gelemeyen bir parti var. Bu parti resmi hesabından PKK ile irtibatlarını niteleyen paylaşımda bulunduğu için İletişim Başkanımızı hesabını vereceksiniz diyor. Terbiyesizliğe bak. Bu terör örgütü yardakçıları olarak Cumhur İttifakı olarak diyoruz, asıl bu millet şehit ve gazilerimizin hesabını soracak. Öyle bir soracak ki, bir daha kimse benzer ihanetlere teşebbüs edemeyecek.”
Bu ülkenin ikinci büyük partisi durumundaki CHP’ye ne oluyor? Kılıçdaroğlu tamamı yalan bir sürü zırvayı arka arkaya sıraladı. Arada güya bize sorular soruyor. Tüm ömrü kuytu köşelerde geçmiş bu soruları bir meczup sorsa diyeceğiz ki mazurdur. Hayatının bir bölümü memuriyetle, diğer kısmı siyasetle geçmiş, kasetle gelmiş de olsa CHP’nin koltuğunu cebren işgal etmiş bir adamcağızdır. Böyle sorular soruyorsa biz bunun arkasında başka niyetler ararız. Her şeyden önce bu zatın PKK terör örgütünün nasıl alçak yapı olduğundan, kimlerden destek aldığından, insanlıkla uzaktan yakından ilgisi bulunmadığından habersiz olduğunu anlıyoruz.
Bu zatın terör örgütlerinin uluslararası alanda nasıl bir aparat olarak kullanıldığından zerre kadar malumatı olmadığını görüyoruz. Operasyonun sorumlusu elbette aynı zamanda başkomutan ve yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanından, Milli Savunma Bakanı, askerinden, polisine kadar Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bunlar kendilerini bu devletin bir mensubu olarak görmedikleri için Suriye’den Karabağ’a kadar yaptığımız hiçbir operasyonu sahiplenmediler.
Terör örgütüne samimi bir kınama yapmaya dilleri varmayanların yaşanan acı hadise karşısında şahsımızı, devletimizi suçlama konusunda gösterdikleri canhıraş gayretleri takip ediyoruz. Her fırsatta alenen veya sinsice teröristlere arka çıkanların acı verici hadise yaşandığında kürsüden bize parmak sallama riyakarlığına yönelmeleri sadece midemizi bulandırıyor.
Dün Milli Savunma ve İçişleri Bakanımız gidip hem CHP’nin başındaki zatı hem de İYİ Parti‘yi bilgilendirdiler. TBMM’de gereken izahatı verdiler. CHP grup toplantısında sergilenen pespayelik söz konusu zatın rezil karakterinin artık iyice bildiğimiz, tanıdığımız tezahüründen başka bir şey değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi
CHP’nin belediyecilikle başarısızlıklarıyla söylediğim bir ifadeyi Gara’daki operasyonla ilişkilendirecek kadar alçalabilecek bu sufliliği görüyoruz. İlk seçimde bu zatın hak ettiği cevabı alacağından eminim. Ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarıma özellikle bunları hatırlatmanın faydalı olacağına inanıyorum.
Demokratik ve ekonomik kalkınmamızı ileriye taşıyacak çalışmaları asla ihmal etmiyoruz. Milli teknoloji hamlesi vizyonumuza sımsıkı sarılıyor, geleceğimizi yüksek teknolojide, araştırma geliştirme, inovasyon da arıyoruz. Milli Uzay Programı’nı geçtiğimiz hafta ilan ettik. Bu alanda gelecek 10 yıldaki hedeflerimizi milletimizle ve tüm dünya ile paylaştık.
Kendimizi adadığımız müddetçe önümüzde hiçbir engel göremiyoruz. Kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen dünyadaki az sayıda ülke arasındayız. Gözünü uzaya dikmiş, kainatın bilinmezlerini çözmeye azmetmiş, tutkulu gençlere, evlatlara sahibiz. Aya ulaşmak ya da uzaya bir Türk vatandaşını göndermek gibi hedefler yalnızca birkaç adım ötemizdedir.”
Geçtiğimiz hafta 2021’nin son ayına ilişkin sanayi üretim verilerimiz açıklandı. Sanayi üretimimiz beklentileri aşarak bir önceki yılın son ayına göre %9 artış gösterdi.
Salgın başladığında IMF Türkiye’nin 2020’de yüzde 5 daralacağını öngörmüştü. Bugün IMF Türkiye’nin %1,2 büyüyeceği şekilde önceki tahminin güncellemek zorunda kaldı.
Tedarik zincirlerinde yaşanan tüm aksaklıklara rağmen üretim sektörümüz uluslararası taahhütlerde tüm dünyaya örnek olacak bir gayret ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl 169,5 milyarlık ihracat rakamına ulaşarak küresel ihracattaki payımızı ilk defa %1’in üzerine çıkardık.
Sermaye piyasalarından otomobil ve konut satışlarına kadar her alanda umut verici yükselişlerin yaşandığı bir yılı geride bıraktık. Bu yılın ilk 40 gününde organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik üretimi-tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre %7.3 oranında artarak yeni dönemin işaretlerini vermeye başladı.
Salgın tedbirlerinden etkilenen hizmet sektörleri başta olmak üzere esnaflarımızın ve şirketlerimizi bulunduğunu da biliyoruz. 311 milyar lirayı bulan destek ve teşviklerle bu sıkıntıları bir nebze hafifletmenin gayreti içerisindeyiz.
Sosyal destek kısa çalışma ödeneği, normalleşme desteği başlıkları altında milletimize aktardığımız kaynak 53 milyar lirayı buldu. Kısa çalışma ödeneğinin süresini son kez olarak mart ayının sonuna uzattık.
ÇİFTÇİYE 2 MÜJDE BİRDEN
Çiftçilerimize gübre destekleriyle ilgili 2 müjde vermek istiyorum. Gübre desteklerini %100 artışla 2 katına çıkartıyoruz.
Buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi hububat ürünlerinde desteği 16 liraya yükseltiyoruz. Organik ve organo mineral gübre kullanan üreticilerimize desteği dekara 20 liraya yükseltiyoruz.
Salgının seyrine göre normalleşme adımlarımızı atıyoruz. Okullarımızda kademeli olarak yüz yüze eğitime geçişin müjdesini paylaştık. Yoğun kar yağışı sebebiyle bazı illerimizd8e ertelenmiş olsa da belirlenen kriter ve takvimlere göre bu süreç devam edecektir.
Salgının dünya, ülkemiz, şehirlerimiz bazında seyrini ayrıntılı olarak değerlendirdik. Kimi şehirlerimizde iyi bir fotoğraf çıkarken kimi şehirlerde sıkıntının ciddi düzeylerde olduğunu gördük. Devlet ve millet olarak el ele vererek tedbirlere uyarak bu müsibetin üstesinden geleceğiz.
Şu anda 5,5 milyonun üzerinde aşılama kampanyasını tamamladık. Neredeyse bunun dünyada benzeri yok. Bu işi başaran Türkiye olduk. 1. aşı gruplarının kapsamı genişletilirken ikinci aşı sürecine başlandı. İlk etapta ihtiyaç duyacağımız aşılarla ilgili gereken bağlantılarını yaptık, tedariklerini parça parça gerçekleştiriyoruz.
Yerli aşıyı yakından takip ediyoruz. Mart aşılamada çok büyük mesafe kat edeceğimiz ve inşallah gerçekten yüksek rakamları göreceğimiz bir ay olacaktır. İllerimizi Sağlık Bakanlığımızın kriterlerine göre dört gruba ayırarak Mart ayı başı itibariyle kademeli normalleşme sürecini başlatıyoruz.”